Milan Baros:
Liverpool sonrası hiç bir kulüpte tutunamamış. Lyon'da sorun çıkmış. Aston Villa'ya gidiyor. Fakat yine hayal kırıklığı. Daha sonra Galatasaray alıyor bu futbolcuyu. İlk senesinde gol kralı. Bitmedi.
Harry Kewell:
Bir zamanların büyük futbolcusu. Önce uzun bir dönem Leeds United, daha sonra hayali Liverpool. Ta ki sakatlanana kadar. O kadar ki Bonservissiz olarak alınabilecek duruma gelene kadar. Ardından o da Galatasaray'a geliyor. Yağmasa da gürlüyor. Tahminlerin ilerisinde futbol oynayıp taraftarın sevgilisi oluyor.Devam Ediyoruz.
Abdul Kader Keita: Lyon'a uzanan bir hayal kırıklığı hikayesi daha. Lille'den büyük umutlar ile gelen bir yıldız futbolcu daha. Fakat koca 2 sezonda toplam 16 kadar maç oynuyor ve ertesi sene Galatasaray'a gönderilince bir çok lyon taraftarı bayram ediyor. Ardından tekrar bir isabet. Keita eski formuna dönme sinyalleri veriyor.
Olaya bir de apayrı bir noktadan bakalım.
Tobias Linderoth: İsveç milli takımı kaptanı. İstikrar abidesi. Bir efsaneye göre Galatasaray'a gelmeden önce MR makinesine girmemiş ömrü boyunca. Geldiği sezon aynı sezonun transferi olan Cassio Lincoln'den yararlı olacağını savunanlar hiç de az değildi. Sonuç? 2.5 senedir hala takıma dönemedi Linderoth.
Ters takım Galatasaray. Çok ters.
19 Ağustos 2009 Çarşamba
The Zeko

Aynen bu. Kim mi bu? Wolfsburg'un genç forveti Edin Dzeko.
Olayın ayrıntısı şudur ki geçen sene Bundesliga'yı Kanal 24 yayınlıyordu bilen bilir. Bu sene yayın hakkını alan TRT 1 açıkca kümede kalmış gözüküyor yayın konusunda. Her şeyi geçtim, pozisyon hatalarını, saçma yorumları... Fakat koca Köln maçı boyunca Edin Dzeko( Edin Ceko)'ya Dızeko denilmesini geçemedim. Çok çalışması lazım Trt'nin bu konuda.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)